- çalılık
- buš; keř; křoví; křovisko
Türkçe-Çekçe Sözlük. 2007.
Türkçe-Çekçe Sözlük. 2007.
çalılık — is., ğı Çalısı çok olan yer Bağ tarafında, çalılıkların arkasına gizlenmiştim. A. Ş. Hisar Birleşik Sözler karaçalılık … Çağatay Osmanlı Sözlük
gülürz — çalılık … Beypazari ağzindan sözcükler
balkan — is. Sarp ve ormanlık sıradağ Podima balkanları içinde, bir alandan, bir çalılık içinden Ahmet Efendi yi çıkarıp getirmişler. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
baltacı — is. 1) Balta yapan veya satan kimse 2) Odun kırıcı 3) esk. Yangın söndürme kuruluşlarında balta kullanan er, baltalı 4) tar. Önceleri sefer sırasında çalılık ve ormanlık yerleri temizlemek, yol açmak, çadırları kurup kaldırmak, yükleri bindirip… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bozca — sf. 1) Rengi boza çalan 2) is. İşlenmemiş, çalılık toprak, ham tarla … Çağatay Osmanlı Sözlük
burtlak — is., ğı, hlk. Taşlık, çalılık yer … Çağatay Osmanlı Sözlük
cırlayık — is., ğı, hay. b. 1) Örümcek kuşugillerden, ormanlık, çalılık yerlerde yaşayan, güzel öten bir kuş (Lanius) 2) hlk. Ağustos böceği … Çağatay Osmanlı Sözlük
çalı kuşu — is., hay. b. Serçegillerden, başı koyu kırmızı, gövdesine doğru rengi açılan, çalılık yerleri seven ötücü bir kuş (Troglodytes) Bir gün, bu çocuk, insan değil, çalı kuşu, diye bağırmıştı. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
çığralık — is., ğı 1) Karda kürekle, dallarla açılan dar yol 2) Bir tür çalılık İzleri takip ettiler, Çadırtepe ye doğru çığralık içinde kayboldular. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
çopra — is. 1) Balık kılçığı 2) Sık çalılık veya sazlık … Çağatay Osmanlı Sözlük
kuşburnu — is., bit. b. 1) Çalılık ve ormanlık alanlarda yetişen, soluk pembe renkte çiçekler açan bir ağaç, yaban gülü ağacı (Rosa canina) 2) bit. b. Bu ağacın parlak kırmızı renkli, içi tüylü ve çekirdekli meyvesi 3) Bu meyveden yapılan içecek … Çağatay Osmanlı Sözlük